Ön Giriş: Sekiro Nedir ? Yenir Mi ?
Selam ponçikler ! Öncelikle spoiler içerik vermeyeceğim merak etmeyin ! Aslında bir yazıya başlamadan önce oyunu iyice inceleyip daha sonrasında puanlamayı severim. Lakin bu bir ön inceleme ve bu makalede puanlama beklemeyin. Çünkü oyunu tam bitirmeden puanlama yapmak saçmalıktan başka bir şey değildir.
Demon’s Souls serisiyle başlayan ve büyük başarı kazandıktan sonra benzer formülden yola çıkarak Dark Souls ve Bloodborne ile popülerliğinin zirvesine çıkan From Software artık yoluna gerçek anlamda yeni bir oyunla devam ediyor. İlk olarak bir Playstation 1’in efsane serisi Tenchu’nun yeni bir oyununu geliştirmeye niyetlenen firma yepyeni bir Ninja temalı aksiyon oyunu olan Sekiro: Shadow Die Twice’la yoluna devam etme kararı almış. Ben şahsen Souls oyunlarını çok tecrübe edinmiş birisi değildim. Anlayacağınızı umarak bana hitap etmediklerini söylemek istiyorum ki bunu Demon Souls'u deneyerek karar kıldığımı da söylemem gerek. Lakin bu düşüncemi kıran bir From Software oyunu var. Oda Ps4'e exclusive çıkan oyun Bloodborne'du. Hala Souls oyunlarını oynamamış olmamı ise sadece önceden ön yargı ile yaklamış olmama veriyorum. Oynasam büyük ihtimalle zevkte doruk noktama ulaşacağımı biliyorum ama ne yaparsın :/
Sanırım Souls oyunlarını kendimi adapte etmeye adım adım yakınlaşıyorum. Peki durum böyle olunca Sekiro benim kalbimde nasıl bir yere sahip olacaktı ?
Sekiro Sevdiğim Japon Temasını Souls Mantelitesi İle Birletiriyor !
Belki biliyorsunuz belkide bilmiyorsunuz. Duyduğunuzda kulağınıza veletmişim imajı da uyandıracak olabilir ama... Animeleri seviyorum... Ne yapabilirim ki çok seviyorum ! Durum böyle olunca Japon geleneklerine ve yaşam tarzına, mitolojisine ilgili ve sevgi dolu oluyorum ! Şimdi gelelim oyunun hikayesini alıntılayacağım kısma ( Alıntı bkz: Merlin'in Kazanı) Sekiro Shadow Die Twice’ın konusu 16.yüzyılda Japonya’da derebeyliklerin kendi aralarındaki savaştığı Sengoku döneminde geçiyor. Ana karakterimiz kendi klanının lideri olan genç lordunu Ashina klanın saldırısından koruyamaz ve lordu kaçırılır. Ashina klanının lideri olan samuray da ana karakterimizin kolunu bu dövüş sırasında kılıçla koparır. Ölüme terk edilen karakterimizi Buda heykelleri yapan bir “busshi” rahibi bulur. Ana karakterimizi “tek kollu kurt” yani Sekiro olarak adlandıran bu rahip, ona normal kolundan daha güçlü olan protez bir kol yapar. İşte bu kol sayesinde ana karakterimiz birbirinden farklı aletleri koluna monte edip düşmanlarına büyük acılar çektirecek. Souls serisinin de yaratıcısı olan Hidetaka Miyazaki yine oldukça zorlayıcı, defalarca öleceğimiz bir oyunla karşımıza çıkma niyetinde. Sekiro zorluk ve keşif gibi özellikleri Souls serisinden alacak olsa da yapısal anlamda tamamen farklı bir oyun. Öncelikle Sekiro RPG özellikleri bulunmayan bir macera oyunu. Oyunda tercihlerimize çok fazla bırakılmamış net bir senaryo, bir ana karakter ve sınırlı ölçüde silah bulunacak. Yani karakter ve silah geliştirme veya onlarca farklı zırhtan birini seçme şansımız olmayacak. From Software adının sadece belli bir türe yapışıp kalmasından korkuyor olacak ki sürekli Sekiro’nun bambaşka bir oyun olduğunu vurguluyor.
Kanser Oldum !
Kısacası hikayesi bu şekilde. Şimdi gelelim oyuna başladığımda yaşadığım zorluklara. Tahmin edeceğiniz gibi oyun "ÇOK ZOR YA" dedirten bir zorlukta. Lakin beklenmedik bir zorluk değil. Böyle olacağını bekliyorduk. Oyuna başladığım anda daha tutorial kısmında 8-9 kez öldüğümü ve tırnaklarımı yiyecek kadar sinirlendiğimi söylemem gerek. 9 muhteşem ölümden sonra bir miktar alışmaya başladım oyuna. Bu kez de oyunun başlarında(bana göre ileri safları çünkü yaklaşık 4 saat sürdü oralara ulaşmam) elit düşman çıktı karşıma. Bu elit düşmanada yaklaşık 18-20 kez öldüm... Lakin öldürdüğümde yaşadığım mutluluğunu üniversiteye girdiğimde yaşamadığımı bir dip not olarak geçmek isterim !
Peki Oyunun Mekanikleri... Onlar Nasıl ?
Oyunun mekaniklerini tek kelime ile anlatabilirim... İnanılmaz... Ciddi manada inanılmazlar. Kılıç savaşlarını adeta yaşıyorsunuz. Karakteriniz kılıç darbesi aldığında kendiniz de kılıç darbesi almış gibi hissediyorsunuz. Dodge mekaniği olsun, Deflect sistemi olsun oyuna çok süper oturtulmuş. Özellikle karşı taraftaki düşmanı yorup kılıcınızı sapladığınızda inanılmaz bir haz alıyorsunuz. Lakin bu haz her zaman hoş olmayabiliyor. Çünkü oyunda diğer souls oyunlarına göre fazla şiddet ve kan var (ben rahatsız olmuyorum o ayrı :d rahatsız olabileceklere duyurulur.)
Sekiro Alınır Mı ?
Kesinlikle alınır. Alınmalı. Gidin alın ! ve konuyu burada kapatıyorum ^^ Yakında (umuyorum ki) Ooyunu bitirip tam bir inceleme ve puanlama ile sizlerle olmayı diliyorum ^^ Şimdilik esenlikler efem ^^
Selam ponçikler ! Öncelikle spoiler içerik vermeyeceğim merak etmeyin ! Aslında bir yazıya başlamadan önce oyunu iyice inceleyip daha sonrasında puanlamayı severim. Lakin bu bir ön inceleme ve bu makalede puanlama beklemeyin. Çünkü oyunu tam bitirmeden puanlama yapmak saçmalıktan başka bir şey değildir.
Demon’s Souls serisiyle başlayan ve büyük başarı kazandıktan sonra benzer formülden yola çıkarak Dark Souls ve Bloodborne ile popülerliğinin zirvesine çıkan From Software artık yoluna gerçek anlamda yeni bir oyunla devam ediyor. İlk olarak bir Playstation 1’in efsane serisi Tenchu’nun yeni bir oyununu geliştirmeye niyetlenen firma yepyeni bir Ninja temalı aksiyon oyunu olan Sekiro: Shadow Die Twice’la yoluna devam etme kararı almış. Ben şahsen Souls oyunlarını çok tecrübe edinmiş birisi değildim. Anlayacağınızı umarak bana hitap etmediklerini söylemek istiyorum ki bunu Demon Souls'u deneyerek karar kıldığımı da söylemem gerek. Lakin bu düşüncemi kıran bir From Software oyunu var. Oda Ps4'e exclusive çıkan oyun Bloodborne'du. Hala Souls oyunlarını oynamamış olmamı ise sadece önceden ön yargı ile yaklamış olmama veriyorum. Oynasam büyük ihtimalle zevkte doruk noktama ulaşacağımı biliyorum ama ne yaparsın :/
Sanırım Souls oyunlarını kendimi adapte etmeye adım adım yakınlaşıyorum. Peki durum böyle olunca Sekiro benim kalbimde nasıl bir yere sahip olacaktı ?
Sekiro Sevdiğim Japon Temasını Souls Mantelitesi İle Birletiriyor !
Belki biliyorsunuz belkide bilmiyorsunuz. Duyduğunuzda kulağınıza veletmişim imajı da uyandıracak olabilir ama... Animeleri seviyorum... Ne yapabilirim ki çok seviyorum ! Durum böyle olunca Japon geleneklerine ve yaşam tarzına, mitolojisine ilgili ve sevgi dolu oluyorum ! Şimdi gelelim oyunun hikayesini alıntılayacağım kısma ( Alıntı bkz: Merlin'in Kazanı) Sekiro Shadow Die Twice’ın konusu 16.yüzyılda Japonya’da derebeyliklerin kendi aralarındaki savaştığı Sengoku döneminde geçiyor. Ana karakterimiz kendi klanının lideri olan genç lordunu Ashina klanın saldırısından koruyamaz ve lordu kaçırılır. Ashina klanının lideri olan samuray da ana karakterimizin kolunu bu dövüş sırasında kılıçla koparır. Ölüme terk edilen karakterimizi Buda heykelleri yapan bir “busshi” rahibi bulur. Ana karakterimizi “tek kollu kurt” yani Sekiro olarak adlandıran bu rahip, ona normal kolundan daha güçlü olan protez bir kol yapar. İşte bu kol sayesinde ana karakterimiz birbirinden farklı aletleri koluna monte edip düşmanlarına büyük acılar çektirecek. Souls serisinin de yaratıcısı olan Hidetaka Miyazaki yine oldukça zorlayıcı, defalarca öleceğimiz bir oyunla karşımıza çıkma niyetinde. Sekiro zorluk ve keşif gibi özellikleri Souls serisinden alacak olsa da yapısal anlamda tamamen farklı bir oyun. Öncelikle Sekiro RPG özellikleri bulunmayan bir macera oyunu. Oyunda tercihlerimize çok fazla bırakılmamış net bir senaryo, bir ana karakter ve sınırlı ölçüde silah bulunacak. Yani karakter ve silah geliştirme veya onlarca farklı zırhtan birini seçme şansımız olmayacak. From Software adının sadece belli bir türe yapışıp kalmasından korkuyor olacak ki sürekli Sekiro’nun bambaşka bir oyun olduğunu vurguluyor.
Kanser Oldum !
Kısacası hikayesi bu şekilde. Şimdi gelelim oyuna başladığımda yaşadığım zorluklara. Tahmin edeceğiniz gibi oyun "ÇOK ZOR YA" dedirten bir zorlukta. Lakin beklenmedik bir zorluk değil. Böyle olacağını bekliyorduk. Oyuna başladığım anda daha tutorial kısmında 8-9 kez öldüğümü ve tırnaklarımı yiyecek kadar sinirlendiğimi söylemem gerek. 9 muhteşem ölümden sonra bir miktar alışmaya başladım oyuna. Bu kez de oyunun başlarında(bana göre ileri safları çünkü yaklaşık 4 saat sürdü oralara ulaşmam) elit düşman çıktı karşıma. Bu elit düşmanada yaklaşık 18-20 kez öldüm... Lakin öldürdüğümde yaşadığım mutluluğunu üniversiteye girdiğimde yaşamadığımı bir dip not olarak geçmek isterim !
Peki Oyunun Mekanikleri... Onlar Nasıl ?
Oyunun mekaniklerini tek kelime ile anlatabilirim... İnanılmaz... Ciddi manada inanılmazlar. Kılıç savaşlarını adeta yaşıyorsunuz. Karakteriniz kılıç darbesi aldığında kendiniz de kılıç darbesi almış gibi hissediyorsunuz. Dodge mekaniği olsun, Deflect sistemi olsun oyuna çok süper oturtulmuş. Özellikle karşı taraftaki düşmanı yorup kılıcınızı sapladığınızda inanılmaz bir haz alıyorsunuz. Lakin bu haz her zaman hoş olmayabiliyor. Çünkü oyunda diğer souls oyunlarına göre fazla şiddet ve kan var (ben rahatsız olmuyorum o ayrı :d rahatsız olabileceklere duyurulur.)
Sekiro Alınır Mı ?
Kesinlikle alınır. Alınmalı. Gidin alın ! ve konuyu burada kapatıyorum ^^ Yakında (umuyorum ki) Ooyunu bitirip tam bir inceleme ve puanlama ile sizlerle olmayı diliyorum ^^ Şimdilik esenlikler efem ^^
Yorumlar
Yorum Gönder